MEZHEPLER FAİZ ALIŞ VERİŞ TİCARET



MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
EKONOMİK MESELELER-1
FAİZ


Faizin illeti nedir?
HANEFİ
Mâlik b. Enes ile İshak b. İbrahim el-Hanzalî  aşağıda geçen faiz hadisine  şu rivayeti eklemişlerdir: “Ölçülen ve tartılan her şey bunun gibidir.”Bu nedenle kıyas yapılarak faizin illeti bulunur.(serahsi, el mebsut)
Faizin illeti cins ile birlikte “kadr‟dır. Kadr ifadesinden ölçek ve tartıyla satılma kastedilmektedir. ölçülen veya tartılan cinsten olan herhangi bir şey kendi cinsi ile satıldığı zaman eğer biri diğerinden fazla olursa, satış faiz olur ki bu da haramdır.
Hanefîlere göre, mübadele esnasında vasıfta eşitlik şart değildir. Mesela aynı miktarda taze hurma verip yerine bayat hurma almak ya da aynı miktarda kaliteli pirinç verip yerine kırık pirinç almak caizdir. Çünkü örf bakımından bu bir eşitsizlik sayılmamaktadır. Zaten vasıfta eşitliğin şart koşulması, satışları yapılamaz hale getirmektedir. Nitekim Hz. Peygamber de bu konuda, “iyisi ve kötüsü aynıdır” buyurmuştur.(Merginani III,104)
Ayrıca Hanefîler, ölçülemeyecek kadar az olan bir yiyecek maddesinde faizin gerçekleşmeyeceğini söylerler. Çünkü eşitlik, ölçü ve tartı ile sağlanır. Burada ise ölçü ve tartı bulunmadığından fazlalık gerçekleşmez. (küçük elma ile  büyük elmanın satışı)(İbni Rüşd)

MALİKİ
Faiz ancak altın, gümüş ve yiyeceklerde gerçekleşir.Yiyeceklerin saklanabilir olması gerekir.Biriktirilsin veya biriktirilmesin yiyeceklerde her çeşit bire iki veresiye değiştiriş faizdir.
ŞAFİİ
Şâfiî mezhebine göre faiz, altında, gümüşte ve yiyeceklerde cereyan eder. Altı mal ile ilgili hadiste hükmün illeti, değer ölçülerinde değer, yiyeceklerde ise yiyecek olmalarıdır.allahdostu seyyid.    Faizin tahakkuku için cins birliği şarttır. Yani malların aynı cinsten olmaları gerekir. Faizden kurtulmak için de eşitliğe dikkat etmek gereklidir.
HANBELİ/ SELEFİ
İbn Kudâme, Ahmed b. Hanbel (v. 241/855)‟den faizin illetleri konusunda üç ayrı görüş nakledildiğini söyler. Bunlardan birincisi Hanefî mezhebine uygun, ikincisi Şâfiî ve Malikî mezheplerine yakın, üçüncüsü ise farklıdır. Mezhebin esas görüşü Hanefî mezhebine uygun olanıdır.
CAFERİ
Hanefilerde olduğu gibi cins birliği, ölçülen ve tartılan şeylerdir.Borçlarda ise menfaatin şart koşulmasıdır.(şirazi)
ZAHİRİ
“Altına karşılık altın, gümüşe karşılık gümüş, buğdaya karşılık buğday, arpaya karşılık arpa, hurmaya karşılık hurma, tuza karşılık tuz, misli misline birbirine eşit ve peşin olur. Kim artırır ya da fazlasını isterse faize girmiş olur. Bu konuda alan da veren de birdir.” Hadisinde geçen  6 maldır.
…Allah, neyi haram kıldıysa onu size açık açık bildirmiştir. Çaresiz ona muhtaç kalırsanız başka.‟Enam:111 ayetine göre peygamberin açıkladıkları bunlardır.Diğer mallarla kıyas yapılamaz.


MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
EKONOMİK MESELELER-5
FAİZ

Darul harpte veya gayri müslimden faiz alınır mı? (vermek yok)
HANEFİ
Evet  ,
“Darülharpte Müslüman ile gayri Müslim arasında faiz olmaz."(Zeylai, Nasbu'r-Raye, IV/44; İbn Hümam, VII/39)
İmâm-ı Âzam ile İmâm-ı Muhammed'in benimsediği bu görüşü Ebû Yûsuf reddetmiştir.
MALİKİ
Hayır
ŞAFİİ
Hayır
HANBELİ/ SELEFİ
Hayır
CAFERİ
Evet ;
İran İslam Cumhuriyetinin rehberi seyit Ali Hameney konuyla alakalı bir soruya vermiş olduğu cevapta şöyle buyurmuş: "Haddi zatinde gayri İslami ülkelerdeki bankalarda yatırım yapmak işkâlsız ve sakıncası yoktur. Yani eğer bu bankalarda yapılan yatırım onların İslam ve Müslümanların aleyhine olan iktisadi ve siyasi güçlerinin artmasına neden olmuyor ise yatırım yapmanın sakıncası yoktur ama eğer bu bağlamda onların güçlü olmasına neden oluyor ise caiz değildir".
Hakeza aşağıdaki soruya; "İslami ülkelerde var olan bazı bankalar zalim ülkelere, bazıları kâfir ülkelere, bazıları da Müslümanlara ve başkalarına ait özel kurumlara bağlıdır. Söz konusu olan bu durumu göz önünde bulundurarak bu bankalarla yapılacak her çeşit muamelenin hükmü nedir"? allahdostuseyyid. Vermiş olduğu cevapta şöyle buyurmuş: Şer'i olarak helal olan her çeşit muamelenin yapılmasında her hangi bir işkâl yok. Ama İslami kurum ve bankalarla faizli muamele yapmak ve onlardan ödünç (karz) bağlamında kar payını almak caiz değildir. Ama eğer böyleli bankaların sermayesi Müslüman olamayan kimselere ait ise alınacak kar payının sakıncası yoktur.

Orası(Türkiye)  İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Hamaney,Mekarim Şirazi



MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
EKONOMİK MESELELER-6
HANEFİ
MALİKİ
ŞAFİİ
HANBELİ
/ SELEFİ
CAFERİ
Bir araziyi gasp edip eken kimse çıkan ürünün sahibi midir?
Evet
Evet
Evet
Hayır
Evet
Kasaplık mekruh mudur?(kalpteki merhameti öldürdüğü için)



Evet
Evet
İmamlık, müezzinlik, müftülük , kuran öğretimi  gibi hizmetlerin ücret karşılığı yapılması
 (kişinin kiralanması)
Hayır (Başlangıçta Hayır denilirken , 13. Yy dan itibaren Evet fetvaları verilmiştir.)
Evet
Evet
Evet
Evet (devletten maaşa karşıdırlar)
Yapılan bir sözleşmeyi değiştirme veya feshetme süresi ne kadardır?
3 gün
İhtiyaç gereği kadar
3 gün
Anlaşma ile belirlenir
3 gün .
Eğer satılan mal çabuk bozulan bir mal ise satış akşamına kadar cayılması gerekir.
Şarap gibi aslı necis olandan yapılan ilacın alış verişi  geçerli midir?
Evet

Hayır

Hayır
Müzik aletlerinin alım-satımı helal midir?




Haramdır
Alış verişte yemin etmek
Doğru da olsa, alışveriş yaparken yemin etmemelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Malını, yemin ederek beğendirene kıyamette merhamet edilmeyecektir.)allahdostuseyyid [Müslim]
Doğru bir şey içinse mekruh; yalan yere ise haramdır
Helal kabul edilen bazı alış veriş örnekleri
Selem satış (Para peşin mal sonra),
, Kiracılık ,
Müsakat (Araziyi Sulamak- hizmet  Üzerine Anlaşma)
Selem satış (Para peşin mal sonra),
Yarıcılık (müzeraa) , Kiracılık ,
Müsakat (Araziyi Sulamak- hizmet  Üzerine Anlaşma)
Selem satış (Para peşin mal sonra),
Yarıcılık (müzeraa) , Kiracılık ,
Müsakat (Araziyi Sulamak- hizmet  Üzerine Anlaşma)
Selem satış (Para peşin mal sonra),
Yarıcılık (müzeraa) , Kiracılık ,
Müsakat (Araziyi Sulamak- hizmet  Üzerine Anlaşma)
Selem satış (Para peşin mal sonra),
Yarıcılık (müzeraa) , Kiracılık ,
Müsakat (Araziyi Sulamak- hizmet  Üzerine Anlaşma)


MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
EKONOMİK MESELELER-7
HANEFİ
MALİKİ
ŞAFİİ
HANBELİ
/ SELEFİ
CAFERİ
Darul harptekilere ölü hayvan eti ve domuz eti satılır mı?
Evet
Hayır

Kazanacağı kesin olursa darul harpte kumar oynayabilir mi?
Evet
Hayır

Baba-evlât ,  karı-koca, köle-efendi arasında faiz mübah mı?
Hanefîler, kölenin kendine ait bir malı olmadığından hareketle köle-efendi arasında faizin cereyan etmediği görüşüne karşılık baba-oğul ve karı-koca arasında faizin oluşacağını kabul ederler (Serahsî, XIV, 60). 
Bu konudaki mezhep görüşleri, bağımsız bir malî zimmete sahip özel veya tüzel kişiler arasında faizin cereyan edeceği noktasında birleşmektedir.allahdostuseyyid
Evet
Köpek satışı
Caizdir
Sadece av köpekleri caizdir
Caiz değil
Caiz değil
Sadece av köpekleri caizdir
Kaparolu satış caiz mi?
Hayır
Hayır
Hayır
Evet

Bir satışla başka şartlar sunup iç içe satış: “Ba­na şu ka­dar ödül ver­men ve­ya şu ka­dar dö­vi­zi şu fi­ya­ta boz­man ya­hut şu bah­çe­ni ba­kım ve su­la­ma­sı ba­na ait ol­mak üze­re çı­ka­cak mey­ve­le­ri eşit ola­rak pay­laş­mak şar­tıy­la, sa­na şu gay­ri men­ku­lü­mü şu fi­ya­ta sa­ta­rım.” de­nil­me­si gi­bi. “ olur mu?
Olmaz
Olur
Olmaz
Olmaz

Madenler özel mülkiyete konu olur mu
Evet
Hayır
Evet
Evet
Evet
Feth edilen toprakların dağıtımı nasıl yapılır
Gazilere dağıtılır
Dağıtılmaz
Gazilere dağıtılır
Devlet başkanı karar verir


MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
EKONOMİK MESELELER-8
ALIŞ VERİŞ


Yasaklanan alış verişler : Akıl hastasının alış verişi
HANEFİ
Akıl has­ta­sı­nın ya­pa­ca­ğı alış-ve­ri­şin ge­çer­li ol­ma­dı­ğı ko­nu­sun­da gö­rüş bir­li­ği var­dır. Çün­kü akıl ve tem­yiz gü­cü arı­za­la­nın­ca eda eh­li­ye­ti or­ta­dan kal­kar. Sar­hoş, bay­gın ve­ya uyuş­tu­ru­cu ala­rak tem­yiz gü­cü­nü kay­bet­miş olan kim­se­ler de bu ni­te­lik­te­dir.
Ha­ram yol­la, ken­di is­te­ği ile sar­hoş ola­nın alış-ve­riş, bo­şa­ma gi­bi ta­sar­ruf­la­rı ge­çer­li sa­yıl­mış­tır. 
MALİKİ
Malikilerin çoğunluğu yukarıdaki görüştedir.
ŞAFİİ
Şafilerde hem alttaki  hem de üstteki  görüş vardır.
HANBELİ/ SELEFİ
Ha­ram yol­la, ken­di is­te­ği ile sar­hoş ola­nın alış-ve­riş, bo­şa­ma gi­bi ta­sar­ruf­la­rı ge­çer­sizdir. 
CAFERİ


MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
EKONOMİK MESELELER-9
ALIŞ VERİŞ


Yasaklanan alış verişler : Küçük çocuğun alış verişi
HANEFİ
Tem­yiz gü­cü­ne sa­hip ol­ma­yan kü­çük ço­cuk­la­rın çok ba­sit şey­ler dı­şın­da alış-ve­riş­le­ri­nin ge­çer­li ol­ma­dı­ğı ko­nu­sun­da gö­rüş bir­li­ği var­dır. 
Tem­yiz gü­cü­ne sa­hip olan ço­cuk­la­rın er­gin­lik ça­ğı­na ka­dar ya­pa­cak­la­rı alış-ve­riş Hanefîlere gö­re ve­li­le­ri­nin iz­ni­ne ve­ya icâzetine bağ­lı ola­rak ge­çer­li­dir. 
MALİKİ
Maliki de Hanefi gibidir.
ŞAFİİ
Şâfiîlere gö­re ise er­gin­lik ça­ğı­na gel­me­yen ço­cuk­la­rın sa­tı­şı ge­çer­li de­ğil­dir. Çün­kü o eh­li­yet­siz­dir.
HANBELİ/ SELEFİ
Hanbeli de Hanefi gibidir.
CAFERİ



MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
EKONOMİK MESELELER-10
ALIŞ VERİŞ


Yasaklanan alış verişler : Al­dan­ma Teh­li­ke­si Bu­lu­nan (Ga­rar) Sa­tış:
HANEFİ
 Ba­lık­çı­ya; “Ağı­nı su­ya bir de­fa at, ne ka­dar ba­lık çı­kar­sa 200 bin li­ra­ya alı­yo­rum” de­nil­se, hiç ba­lık çık­ma­ma­sı ha­lin­de sa­tış be­de­li kar­şı­lık­sız ka­lır.
Yi­ne bir dal­gı­ca; “Bir da­lış­ta çı­ka­ra­ca­ğın sün­ger­le­ri 500 bin li­ra­ya alı­yo­rum” de­nil­se, dal­gı­cın hiç sün­ger çı­ka­ra­ma­ma­sı muh­te­mel ol­du­ğu gi­bi, ala­ca­ğı pa­ra mik­ta­rı de­ğiş­me­ye­ce­ği için ken­di­si­ni faz­la yor­ma­dan az mik­tar­da sün­ger­le ye­tin­me­si de müm­kün­dür.
Da­lın­da­ki mey­vey­le da­ha ön­ce top­lan­mış mey­ve­yi, ba­şa­ğın­da­ki buğ­day­la ha­sat edil­miş buğ­da­yı tah­min yo­luy­la tram­pa et­mek­te de ga­rar söz ko­nu­su­dur. Çün­kü ay­nı cins­ten olan iki ma­lın de­ği­şi­min­de ara­da­ki faz­la­lık fa­iz olur. An­cak hal­kın ye­me­lik ta­ze hur­ma ih­ti­ya­cı­nı kar­şı­la­mak ama­cıy­la az mik­tar­da ta­ze hur­ma­nın ku­ru hur­ma ile de­ği­şi­mi­ne (ariy­ye) Hz. Pey­gam­ber izin ver­miş­tir.
Hanefilere göre bu fasit satıştır.
MALİKİ
Hanefîler dı­şın­da­ki üç mez­he­be gö­re ga­rar sa­tı­şı çe­şit­le­ri bâtıl hük­mün­de bu­lu­nur.
ŞAFİİ
HANBELİ/ SELEFİ
CAFERİ





MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
EKONOMİK MESELELER-13
ALIŞ VERİŞ


Yasaklanan alış verişler :  Kabz­dan (alımdan) Ön­ce Sa­tış:
HANEFİ
Hanefîlere gö­re ta­şı­na­bi­lir şey­le­rin kabz­dan ön­ce sa­tı­şı ca­iz de­ğil­dir. Çün­kü böy­le bir sa­tış sün­net­le ya­sak­lan­mış­tır. Fa­kat ta­şın­maz­la­rın kabz­dan ön­ce sa­tı­şı ca­iz gö­rül­müş­tür. Çün­kü bun­la­rın sa­tış sü­re­si ile tes­lim ta­ri­hi ara­sın­da bir de­ği­şik­li­ğe uğ­ra­ma­sı en­der rast­la­nan bir du­rum­dur. Bu yüz­den gay­ri men­kul­le­rin kabz­dan ön­ce alı­cı ta­ra­fın­dan baş­ka­sı­na sa­tıl­ma­sı ha­lin­de sa­tım ak­di­ni ye­ri­ne ge­tir­me­de güç­lük doğ­maz.
Şâfiîlere gö­re ise kabz­dan ön­ce sa­tış ya­sa­ğı ge­nel an­lam ifa­de eder, men­kul ve gay­ri men­kul tüm mal­la­rı kap­sa­mı­na alır. Ha­dis­te şöy­le bu­yu­rul­muş­tur: “Hz. Pey­gam­ber mal­la­rın sa­tın alın­dık­la­rı yer­de sa­tı­şı­nı, tüc­car on­la­rı ken­di yük­le­ri ara­sı­na gö­tü­rün­ce­ye ka­dar ya­sak­la­mış­tır.”
Mâlikîler bu ko­nu­da­ki ya­sa­ğı yal­nız yi­ye­cek mad­de­le­ri­ne, Hanbelîler ise öl­çü, tar­tı ve­ya stan­dart olup sa­yı ile alı­nıp sa­tı­lan şey­le­re ait ka­bul et­miş­ler­dir. Ha­dis­te şöy­le bu­yu­ru­lur: “Bir yi­ye­cek sa­tın al­dı­ğın va­kit, onu tam ola­rak eli­ne ge­çir­me­dik­çe baş­ka­sı­na sat­ma.”
MALİKİ
ŞAFİİ
HANBELİ/ SELEFİ
CAFERİ





MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
EKONOMİK MESELELER-17
BORÇ ALACAK


Borç alınan altın , gümüş vb. değeri artar veya azalırsa ödeme nasıl yapılır?
HANEFİ
Ebu Hanife'ye göre, kıt ve pahalı olduğu bir zamanda ödünç alınan bir kile buğday, bol ve ucuz olduğu bir zamanda ödenirse, ayni özellikte bir kile buğday olarak ödenir. Çünkü borç, bir kile buğdaydan ibarettir. Onun piyasa fiyatı tarafların dışındaki bir olaydır . Bütün mezhepler, dinar ve dirhem olarak borçlanılması halinde borcun misliyle ödenmesi gerektiğini, fazlasının faiz olacağını kabul ederler.
 Felslerin (bakır para)  veya mağşuş paraların değeri düşerse Ebu Hanife’ye göre ödemelerde bir değişiklik yapılmaz.
Ebu Yusuf'un da bu görüşte olduğu daha sonra onun görüşünün aşağıdaki şekilde değiştiği rivayet edilmiştir. Ebu Yusuf'un prensibi şudur: Ödünç alınmış mislî malların kıymetleri, fiyatların yükselmesi veya başka bir sebeple artar veya eksilirse bunların, borç alma günündeki kıymetlerini ödemek icap eder . Ebu Yusuf'a göre, felsler veya mağşuş paralarla alış veriş yapılır veya borç alınır da sonra paranın değerinde düşme veya yükselme olursa borçlunun, alış verişin yapıldığı yahut borcun alındığı günkü değer üzerinden ödeme yapması gerekir . Ebu Yusuf’un bu görüşü, Hanefi Mezhebi’nde müftâ bih olan yani tercih edilerek kendisiyle fetva verilen görüştür .
MALİKİ
Fels veya nakitten (yani dinar veya dirhemden) oluşan bir borç, ister ödünçten isterse başka sebepten doğmuş olsun, bu paraların dolaşımdan kalkmasından veya bunlarda değişiklik olmasından sonra dahi önceki emsaliyle ödenir .
Malikîlerin görüşü de Hanbelîlerin görüşüne yakındır. Ancak onlar, paranın değeriyle ödenmesi için eski paranın bulunamamasını şart koşarlar. Eğer eski paradan bulunabiliyorsa o ödenir. Çünkü borçların misliyle ödenmesi esas prensiptir. Değeri ile ödenecekse değer tespiti, paranın bulunamadığı gün ile ödeme gününden hangisi daha yakınsa ona göre yapılır. Mesela para ayin ilk gününde dolaşımdan kalkmış veya durumu değişmiş ve borcun ödeme süresi de ayin sonunda dolmuşsa paranın değeri ayin son gününe göre hesap edilir. allahdostuseyyid.Ödeme günü ayin başında, paranın bulunamaması da ayin sonunda ise paranın bulunamadığı günkü değerini ödemek gerekir. Borcun vadesi ertelenir ve para birinci vadede bulunamaz hale gelirse birinci vadedeki kıymeti ödemek gerekir. Çünkü böyle durumdaki bir borç ancak kıymeti karşılığında ertelenir. Paranın yok olmasından önce ve sürenin dolmasından sonra borç ertelemesi yapılmış ve para bulunamaması erteleme süresi içinde olmuşsa ikinci sürenin dolduğu günkü değeri ödemek gerekir. Paranın bulunamaması ikinci sürenin dolmasından sonra olmuşsa paranın bulunamadığı günkü değeri ödemek gerekir. Bu hükümler borçlunun ödemeyi keyfi olarak geciktirmediği durumlar içindir. Eğer borçlu keyfi dolarak ödemeyi geciktirirse (mumâtale) aldığı mali ödemesi icap eder. Çünkü mumâtalede bulunmakla haksizlik etmiş olur .
ŞAFİİ
Şafiîler felsleri ticaret malı (uruz) sayarlar. Felsin bir mala bedel olması malların takasında birinin diğerine bedel olması gibidir. Dolaysıyla dolaşımdan kalkmış da olsa, fels ile olan borçlar misliyle ödenir .
Şafiîlerde borcun değeriyle ödenmesi kavramı vardır. Borçlanılan misli mal büsbütün değersizleşirse borcun doğduğu günkü değer üzerinden ödemede bulunmak gerekir. Mesela bir kişi çölde birinin suyunu gasbetse, sonra suyun kıymetsiz olduğu bir yerde, bir ırmak kenarında suyun mislini ödemeye kalkışsa bu kabul olunmaz. Suyun çöldeki değerini vermesi icap eder . Onlarda, Ebu Yusuf’un görüşüne uygun olarak, misli malların, ödünç alındığı günkü kıymetinin ödenmesi görüşü de vardır. Ancak bu, mezhep içerisinde zayıf bir görüştür.
HANBELİ
/ SELEFİ
Paranın değerinin düşmesi borcu ödemeye mani olmaz, isterse düşüş çok olsun. Hanbelî Mezhebi Hanbelîler borcun değeriyle ödenmesini, sadece dolaşımdan kalkmış para için kabul ederler. Çünkü ödünç alınan malda yeni bir kusur oluşursa alacaklının onu kabul etmesi gerekmez. Felslerin veya mağşuş paraların dolaşımdan kaldırılması, yeni bir kusur oluşması anlamına gelir. Bunu şöyle ifade ederler: "Borç, fels veya kırık (mağşuş) para ile olur da sultan parayı dolaşımdan kaldırır ve onunla işlem terk edilirse alacaklının hakkı, onun değeridir. Borçlu parayı kullanmış olsa da olmasa da fark etmez. Çünkü para onun mülkünde iken kusurlu hale gelmiştir .”
CAFERİ
Borç olarak alınan miktar kadar geri verilmesi yeterlidir. Fakat [her iki durumda da] borçlu ve alacaklı borç miktarından başkasına razı olurlarsa, sakıncası yoktur.


MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
EKONOMİK MESELELER-18
BORÇ ALACAK


Haciz var mı? Zaruri eşyalar hacz edilir mi?
HANEFİ
Para borçları için cebrî icrada ilk önce borçlunun şahsına yönelinir (hapis), haciz ikinci derecede bir müeyyidedir.
Çünkü haciz, borçlunun mallarının onun rızâsı olmadan satılması demektir. Mal sahibinin rızâsı bulunmayan bir akid ise sahih değildir. 

Borçlunun aslî ihtiyaçları (havâic-i asliyye) dışındaki menkul ve gayri menkul bütün mallan kural olarak hacze konu olabilir. Fıkıh âlimlerine göre -bazı ayrıntılar bir tarafa bırakılırsa- oturmaya mahsus ev, yazlık ve kışlık elbiseler, ev eşyaları (mefruşat, kap kaçak vb.), sanat ve meslek makine, alet ve edevatı, çiftçinin alet, makine ve hayvanları, harp alet ve edevatı, ilim adamlarının meslekleriyle ilgili kitapları, binek ve yük hayvan ve vasıtaları, bir aylık (başka bir rivayete göre bir yıllık) nafaka kişinin aslî ihtiyaç maddeleri kabul edildiğinden doktrinde bunların hacze konu olmayacağı görüşü hâkimdir. Bunun yanında borçlunun hukuken bakmakla yükümlü olduğu anne baba, oğul kız gibi yakınlarının aslî ihtiyaçları da buna dahildir. Şüphesiz ki aslî ihtiyaç maddeleri zaman, muhit, iktisadî ve içtimaî şartlara bağlı olarak değişebilir.
MALİKİ
Para borçları için cebrî icra ilk önce borçlunun mallarına yöneliktir, hapis ikinci derecede bir tedbir kabul edilmiştir. 
Borçlunun evine haciz konulabilir.
ŞAFİİ
Para borçları için cebrî icra ilk önce borçlunun mallarına yöneliktir, hapis ikinci derecede bir tedbir kabul edilmiştir. 
Şâfiîler’e göre borçlunun oturduğu evi ve bineği varsa bunlar satılır ve bedeli alacaklılara verilir.allahdostuseyyid. Çünkü borçlu bunları kiralayabilir.
HANBELİ/ SELEFİ
Para borçları için cebrî icrada ilk önce borçlunun şahsına yönelinir (hapis), haciz ikinci derecede bir müeyyidedir.
CAFERİ
Oturduğu ev, ev eşyası ve ihtiyaç duyduğu diğer gerekli şeylerden başka bir şeye sahip olmayan borçludan, alacaklısı alacağını talep edemez; borcunu verebileceği zamana kadar sabreder.