ŞİA'NIN REDDETTİĞİ ŞİİLİK VE GULATLAR


Şiaların dilinden:
Gulat fırkasının Ehlibeyt İmamları (a.s) hakkında aşırıcı düşünceleri üç ana başlıkta toplanabilir:
a) İmamların (a.s) ilah ve Allahlığına inanıp, yaratmak ve rızık verme gibi sıfatları onlara nispet etmek.
b) İmamların (a.s) nübüvvetine (Peygamber olduklarına) inanmak.
c) İmamların (a.s) zati ve mutlak olarak gaybi ilme sahip olduklarını ispatlamak.

Gulat fırkasına mensup kimseler Ehlibeyt İmamlarının (a.s) sözlerini bazen yanlış yorumlayarak ve bazen de sözün özünü anlamadan istedikleri şekilde mana ederek guluv düşüncesine kapılmışlardır. Ehlibeyt İmamları (a.s) sözleri, hal ve davranışları ile bu inançları reddetmişlerdir.allahdostuseyyid.


Ebu’l-Hattab Ehlibeyt İmamları (a.s) hakkında guluv eden bu fırkanın en meşhur şahsiyetlerindendir.


Ehlibeyt İmamları (a.s) gulat fırkasının yanlış ve Şia düşüncesiyle örtüşmeyen batıl inançlarıyla ciddi bir şekilde savaşmalarına rağmen bu fırka sonraki dönemlerde de kendine taraftar bulmuştur. Öyle ki İmam Rıza (a.s) bazılarının “Rabbu’l Âlemin” sıfatını İmam Ali (a.s) hakkında söylediklerini duyunca bedeni titremiş ve elinden yüzünden ter boşalmış ve şöyle buyurmuştur:

“Allah-u Teâlâ münezzeh ve paktır! Allah-u Teâlâ kâfirlerin ve zalimlerin O’nun hakkında söylediklerinden münezzehtir! Acaba Ali (a.s) yemek yiyenler arasında yiyen, içenler arasında içen, evlenenler arasında evlenen ve konuşanlar arasında konuşan değil midir? Acaba o diğerleri gibi Allah-u Teâlâ karşısında huşu içinde, zelil bir şekilde eğilip, namaza durup O’nunla raz-u ve niyaz etmiyor muydu? Acaba bu sıfatlara sahip olan birisi Allah olabilir mi?allahdostuseyyid. Eğer o Allah olabilirse öyleyse sizin hepinizin Allah olması gerekir. Çünkü bu sıfatlarda Ali (a.s) ile ortaksınız; bu sıfatların hepsi vasıf edilen şeyin sonradan meydana geldiğinin göstergesidir.”


Başka bir rivayette İmam Sadık (a.s) “O, gökte de ilâh olandır, yerde de ilah olandır”ayetini İmam’ın (a.s) yeryüzünün Allah’ı olduğu şeklinde yorumlayan Ebu’l-Hattab’ın taraftarlarının reddi hakkında şöyle buyurmaktadır:

“Allah’a yemin olsun onların Allah’ın azametini küçülttüğü kadar kimse küçültmemiştir... Allah’a yemin olsun! Eğer ben Kufe halkının (Ebu’l-Hattab’ın taraftarları) benim hakkımda söylediklerini kabul etsem, yer beni kendi içine çeker. Ben hiçbir zarar ve faydaya gücü yetmeyen, mülk edinilmiş bir kuldan başka bir şey değilim.”

Birçok hadiste, İmamlar (a.s) gayb ilmine sahip olduklarını inkâr etmişlerdir. Şia’nın dört asıl kitabında bu konu hakkında birçok hadis bulmak mümkündür. Bu kitaplarda imamların (a.s) bilinmeyenlerden ve gaybî konulardan haber veren birçok hadis nakledilmiştir. Yine aynı kitaplarda Ehlibeyt imamlarından (a.s) gaybî ilmi bilmediklerine dair hadislerde nakledilmiştir. Bu iki farklı hadis grubu dikkatlice incelenirse şöyle bir netice ortaya çıkacaktır: İmamların kendilerinden nefyettikleri gayb-i ilim, zatî olan kısmıdır.
Yani kendilerinin Allah’ın hiçbir yardımı olmadan bildikleri gayb-i ilmi reddetmişlerdir. İktisabî olarak adlandırılan yani; Allah’ın onlara verdiği ilmi ve bildirdiği gayb-i ilmi ise reddetmemişlerdir. Hakeza Peygamber efendimizin (s.a.a) rivayetlerinden çıkarabildikleri gayb-i ilme sahip olduklarını reddetmemişlerdir. Böyle bir ilme sahip olduklarını haber vermişlerdir.


Günümüzde yaşayan ve çoğunluk şiiler tarafından reddedilen Gulat Şiiler:
(Aşağıdaki kısım Şii, Abna 24 sitesinden alıntıdır)
Seyyid Mücteba Şirazi: Ayetullah Seyyid Sadık Şirazi’nin küçük kardeşidir ve şu anda İngiltere’de yaşamaktadır.


Yaser Habib, İngiltere tarafından idamdan kurtarıldıktan sonra İngiltere’de Seyyid Mücteba Şirazi ile beraber çalışmaya başlamıştır.

Seyyid Mücteba Şirazi isimli İngiltere tarafından desteklenen bu sözde molla, konuşmalarında defalarca Rehberimiz İmam Hamaney (Allah onu korusun) hakkında çok kötü küfürler kullanmıştır. Bu İngiliz mollasının ettiği hakaretleri bu güne kadar, İslam İnkılabına karşı olan hiç bir grup etmemiştir.

Yaser Habib, Şirazilere ait televizyon kanallarında Şia’nın büyük alimleri örneğin; Şehit Muhammed Bagir Es Sadr, Ayetullah Sistani, Ayetullah Mekarim Şirazi, Merhum Ayetullah Behcet ve İmam Ali Hameney’i tekfir etmiştir.

Bu İngiliz mollaları, Şia’nın önde gelen alimleri (İmam Hamaney, Ayetullah Sistani vd.) Ehli Sünnet’in değerlerine hakaret etmeyi haram ilan etmelerine rağmen, fitne ateşini daha da büyütmek için hakaret etmeye devam etmişler ve bu nedenle düşmanımız Amerika, İngiltere ve işgal rejimi israil’ in ekmeğine yağ sürmüşlerdir.

Ayrıca bunlar vahhabi, selefi-tekfirci gruplara da hizmet ediyorlar çünkü vahhabi kanalları bunların Ehli Sünnet değerlerine hakaret etmelerini ve Ehli Sünnet aleyhindeki asılsız fetvalarını örnek göstererek, Şii Müslümanların kanının helal olduğu propagandasını yapıyorlar.

Şia’nın bir çok büyük alimi, Şirazilerin Ehli Sünnet’e yönelik bu hakaret ve fetvalarına karşıyken; düşman, bu İngiliz mollalarının fetva ve hakaretlerin Ehli sünnet camiasının gündemine almak için yoğun çaba harcıyor.

İngiliz Mollası Yasir El Habib:

İngilizler 12 imam Şiileri için de iyi giyinimli ve güzel yüzlü birini buldular ve ona Londra’da cami, ilim havzaları ve televizyon kanalları tahsis ettiler, taa ki bu şahıs Şiilerin göğsünü kabartsın ve Vahhabiliğin birinci derece düşmanı olsun!


Fedek kanalının müdürü, Yasir Yahya Abdullah el Habib, miladi takvime göre 1977 (şemsi 1355) doğumlu olup Kuveyt Üniversitesi Siyasi Bilimler bölümünden mezun olmuştur. Habib’in Mehdi’nin Hizmetçileri derneğini kurmasının ardından 3 yıl geçtikten sonraki aşırılıkları, Kuveyt hükümetini bu kurumu kapatmaya ve onu da 25 yaşında hapse atmaya mecbur kılmıştı.

Ama bu cesur genç İngilizlerin dikkatini çekti ve ardından hemen Amerika ve Londra’daki insan hakları dernekleri devreye sokuldu. Kuveytli yetkililer de bu işe şaşırıp kalmışlardı. Bu kurumların hapishanelerde onca işkenceye maruz kalan tutsaklar için değil de neden bu genç âlimi kurtarmak için bu kadar çabaladıklarına bir türlü anlam verememişlerdi. Kuveytliler ağrımayan başlarını ağrıtmak niyetinde olmadıklarından Habib’i yalnızca 3 ay hapishanede tutup ardından serbest bıraktılar.

Genç Şeyh Kuveyt hapishanesinden çıkarak İngilizlerle arkadaşlık etmeye başladı. İngiltere’den sığınma izni alıp ülkenin kuzeyine doğru yola çıktı. Faaliyetlerinin kapsamını geliştirmesi için 2 yıl Londra’da kalması yeterliydi. Bu süre zarfında ‘Shianewspaper” adında bir gazete yayınladı, “İmameyn Askeriyeyn” adındaki ilim havzasını kurdu ve uydu üzerinden yayın yapan “Fedek” kanalını da İngilizlerin yardımıyla tesis etti. 2010 yılında da Londra’daki mekânını “Hüseyniyei Seyyidüşşüheda” adı altında büyük bir camiye taşıdı. Yeni mekânının bir kısmını aynı zamanda ilim havzası, ofis, Fedek kanalı, Şii gazetesi ve internet sitesi faaliyetleri için de kullanmaktaydı.

Bu genç Şeyh şimdi 36 yaşında Londra’da İngilizlerin kendisine tahsis ettiği minberlere çıkarak Şiilerin sesini dünyaya duyuruyor ve sizler hala hiçbir şeyden şüphe duymuyor musunuz?

Yasir El Habib’in Meşur Fitnelerinden Biri: Şia namazında Halifelere lanet

İnternette dolaşan ve yüzbinlerce kişinin izleyip inandığı bir videoda Yasir El Habip namaz sırasında halifelere lanet okumakta. Bu videoyu izleyen binlerce kişi meselenin iç yüzünü araştırmadan buna inanmakta ve Şia’ya karşı kin beslemeye başlamaktadır.

Videodaki kişi Yasir El Habib’dir ve Şia ile olan tek ilgisi Şia görünümlü bir İslam düşmanı olmasıdır. Bu lanetli adamın yaptığı tüm fitnelerden Şiiler uzaktır. İmam Hamaney ve Seyyid Nasrallah defalarca bu adamın gerçek yüzünü ortaya koymuşlar ve açıkça bu adamın Şii olmadığını ilan etmişlerdir.