MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
|
||
EKONOMİK
MESELELER-1
FAİZ
|
||
Faizin illeti
nedir?
|
||
HANEFİ
|
Mâlik b. Enes ile İshak b.
İbrahim el-Hanzalî aşağıda geçen faiz
hadisine şu rivayeti eklemişlerdir: “Ölçülen
ve tartılan her şey bunun gibidir.”Bu nedenle kıyas yapılarak faizin illeti
bulunur.(serahsi, el mebsut)
Faizin illeti cins ile birlikte
“kadr‟dır. Kadr ifadesinden ölçek ve tartıyla satılma kastedilmektedir.
ölçülen veya tartılan cinsten olan herhangi bir şey kendi cinsi ile satıldığı
zaman eğer biri diğerinden fazla olursa, satış faiz olur ki bu da haramdır.
Hanefîlere göre, mübadele
esnasında vasıfta eşitlik şart değildir. Mesela aynı miktarda taze hurma
verip yerine bayat hurma almak ya da aynı miktarda kaliteli pirinç verip
yerine kırık pirinç almak caizdir. Çünkü örf bakımından bu bir eşitsizlik
sayılmamaktadır. Zaten vasıfta eşitliğin şart koşulması, satışları yapılamaz
hale getirmektedir. Nitekim Hz. Peygamber de bu konuda, “iyisi ve kötüsü
aynıdır” buyurmuştur.(Merginani III,104)
Ayrıca Hanefîler, ölçülemeyecek
kadar az olan bir yiyecek maddesinde faizin gerçekleşmeyeceğini söylerler.
Çünkü eşitlik, ölçü ve tartı ile sağlanır. Burada ise ölçü ve tartı
bulunmadığından fazlalık gerçekleşmez. (küçük elma ile büyük elmanın satışı)(İbni Rüşd)
|
|
MALİKİ
|
Faiz ancak altın, gümüş ve
yiyeceklerde gerçekleşir.Yiyeceklerin saklanabilir olması
gerekir.Biriktirilsin veya biriktirilmesin yiyeceklerde her çeşit bire iki
veresiye değiştiriş faizdir.
|
|
ŞAFİİ
|
Şâfiî mezhebine göre faiz,
altında, gümüşte ve yiyeceklerde cereyan eder. Altı mal ile ilgili hadiste
hükmün illeti, değer ölçülerinde değer, yiyeceklerde ise yiyecek olmalarıdır.allahdostu seyyid. Faizin tahakkuku için cins birliği şarttır. Yani malların aynı cinsten
olmaları gerekir. Faizden kurtulmak için de eşitliğe dikkat etmek gereklidir.
|
|
HANBELİ/ SELEFİ
|
İbn Kudâme, Ahmed b. Hanbel (v.
241/855)‟den faizin illetleri konusunda üç ayrı görüş nakledildiğini söyler.
Bunlardan birincisi Hanefî mezhebine uygun, ikincisi Şâfiî ve Malikî
mezheplerine yakın, üçüncüsü ise farklıdır. Mezhebin esas görüşü Hanefî
mezhebine uygun olanıdır.
|
|
CAFERİ
|
Hanefilerde olduğu gibi cins
birliği, ölçülen ve tartılan şeylerdir.Borçlarda ise menfaatin şart
koşulmasıdır.(şirazi)
|
|
ZAHİRİ
|
“Altına karşılık altın, gümüşe
karşılık gümüş, buğdaya karşılık buğday, arpaya karşılık arpa, hurmaya
karşılık hurma, tuza karşılık tuz, misli misline birbirine eşit ve peşin
olur. Kim artırır ya da fazlasını isterse faize girmiş olur. Bu konuda alan
da veren de birdir.” Hadisinde geçen 6
maldır.
…Allah, neyi haram kıldıysa onu size
açık açık bildirmiştir. Çaresiz ona muhtaç kalırsanız başka.‟Enam:111 ayetine
göre peygamberin açıkladıkları bunlardır.Diğer mallarla kıyas yapılamaz.
|
MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
|
||
EKONOMİK
MESELELER-5
FAİZ
|
||
Darul harpte veya gayri müslimden faiz alınır mı?
(vermek yok)
|
||
HANEFİ
|
Evet ,
“Darülharpte
Müslüman ile gayri Müslim arasında faiz olmaz."(Zeylai, Nasbu'r-Raye,
IV/44; İbn Hümam, VII/39)
İmâm-ı
Âzam ile İmâm-ı Muhammed'in benimsediği bu görüşü Ebû Yûsuf reddetmiştir.
|
|
MALİKİ
|
Hayır
|
|
ŞAFİİ
|
Hayır
|
|
HANBELİ/
SELEFİ
|
Hayır
|
|
CAFERİ
|
Evet ;
İran
İslam Cumhuriyetinin rehberi seyit Ali Hameney konuyla alakalı bir soruya
vermiş olduğu cevapta şöyle buyurmuş: "Haddi zatinde gayri İslami
ülkelerdeki bankalarda yatırım yapmak işkâlsız ve sakıncası yoktur. Yani eğer
bu bankalarda yapılan yatırım onların İslam ve Müslümanların aleyhine olan
iktisadi ve siyasi güçlerinin artmasına neden olmuyor ise yatırım yapmanın
sakıncası yoktur ama eğer bu bağlamda onların güçlü olmasına neden oluyor ise
caiz değildir".
Hakeza
aşağıdaki soruya; "İslami ülkelerde var olan bazı bankalar zalim
ülkelere, bazıları kâfir ülkelere, bazıları da Müslümanlara ve başkalarına
ait özel kurumlara bağlıdır. Söz konusu olan bu durumu göz önünde
bulundurarak bu bankalarla yapılacak her çeşit muamelenin hükmü nedir"? allahdostuseyyid. Vermiş olduğu cevapta şöyle buyurmuş: Şer'i olarak helal olan her çeşit
muamelenin yapılmasında her hangi bir işkâl yok. Ama İslami kurum ve
bankalarla faizli muamele yapmak ve onlardan ödünç (karz) bağlamında kar
payını almak caiz değildir. Ama eğer böyleli bankaların sermayesi Müslüman
olamayan kimselere ait ise alınacak kar payının sakıncası yoktur.
|
MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
|
|||||
EKONOMİK
MESELELER-6
|
HANEFİ
|
MALİKİ
|
ŞAFİİ
|
HANBELİ
/ SELEFİ
|
CAFERİ
|
Bir araziyi gasp edip eken kimse çıkan ürünün sahibi
midir?
|
Evet
|
Evet
|
Evet
|
Hayır
|
Evet
|
Kasaplık mekruh mudur?(kalpteki merhameti öldürdüğü için)
|
Evet
|
Evet
|
|||
İmamlık, müezzinlik, müftülük ,
kuran öğretimi gibi hizmetlerin ücret
karşılığı yapılması
(kişinin kiralanması)
|
Hayır
(Başlangıçta Hayır denilirken , 13. Yy dan itibaren Evet fetvaları
verilmiştir.)
|
Evet
|
Evet
|
Evet
|
Evet
(devletten maaşa karşıdırlar)
|
Yapılan bir sözleşmeyi değiştirme veya feshetme süresi ne
kadardır?
|
3 gün
|
İhtiyaç gereği kadar
|
3 gün
|
Anlaşma ile belirlenir
|
3 gün .
Eğer satılan mal
çabuk bozulan bir mal ise satış akşamına kadar cayılması gerekir.
|
Şarap gibi aslı necis olandan yapılan ilacın alış
verişi geçerli midir?
|
Evet
|
Hayır
|
Hayır
|
||
Müzik aletlerinin alım-satımı helal midir?
|
Haramdır
|
||||
Alış verişte yemin etmek
|
Doğru
da olsa, alışveriş yaparken yemin etmemelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu
ki:
(Malını, yemin ederek beğendirene kıyamette merhamet edilmeyecektir.)allahdostuseyyid [Müslim] |
Doğru
bir şey içinse mekruh; yalan yere ise haramdır
|
|||
Helal kabul edilen bazı alış veriş örnekleri
|
Selem
satış (Para peşin mal sonra),
,
Kiracılık ,
Müsakat
(Araziyi Sulamak- hizmet Üzerine
Anlaşma)
|
Selem
satış (Para peşin mal sonra),
Yarıcılık
(müzeraa) , Kiracılık ,
Müsakat
(Araziyi Sulamak- hizmet Üzerine
Anlaşma)
|
Selem
satış (Para peşin mal sonra),
Yarıcılık
(müzeraa) , Kiracılık ,
Müsakat
(Araziyi Sulamak- hizmet Üzerine
Anlaşma)
|
Selem
satış (Para peşin mal sonra),
Yarıcılık
(müzeraa) , Kiracılık ,
Müsakat
(Araziyi Sulamak- hizmet Üzerine
Anlaşma)
|
Selem
satış (Para peşin mal sonra),
Yarıcılık
(müzeraa) , Kiracılık ,
Müsakat
(Araziyi Sulamak- hizmet Üzerine
Anlaşma)
|
MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
|
|||||
EKONOMİK
MESELELER-7
|
HANEFİ
|
MALİKİ
|
ŞAFİİ
|
HANBELİ
/ SELEFİ
|
CAFERİ
|
Darul harptekilere ölü hayvan eti ve
domuz eti satılır mı? |
Evet
|
Hayır
|
|||
Kazanacağı kesin olursa darul harpte
kumar oynayabilir mi? |
Evet
|
Hayır
|
|||
Baba-evlât , karı-koca, köle-efendi arasında faiz mübah
mı?
|
Hanefîler,
kölenin kendine ait bir malı olmadığından hareketle köle-efendi arasında
faizin cereyan etmediği görüşüne karşılık baba-oğul ve karı-koca arasında
faizin oluşacağını kabul ederler (Serahsî, XIV, 60).
|
Bu
konudaki mezhep görüşleri, bağımsız bir malî zimmete sahip özel veya tüzel
kişiler arasında faizin cereyan edeceği noktasında birleşmektedir.allahdostuseyyid
|
Evet
|
||
Köpek satışı |
Caizdir
|
Sadece av köpekleri caizdir
|
Caiz değil
|
Caiz değil
|
Sadece av köpekleri caizdir
|
Kaparolu satış caiz mi? |
Hayır
|
Hayır
|
Hayır
|
Evet
|
|
Bir satışla başka
şartlar sunup iç içe satış: “Bana şu kadar ödül vermen veya
şu kadar dövizi şu fiyata bozman yahut şu bahçeni bakım ve sulaması
bana ait olmak üzere çıkacak meyveleri eşit olarak paylaşmak şartıyla,
sana şu gayri menkulümü şu fiyata satarım.” denilmesi gibi. “
olur mu? |
Olmaz
|
Olur
|
Olmaz
|
Olmaz
|
|
Madenler özel mülkiyete
konu olur mu |
Evet
|
Hayır
|
Evet
|
Evet
|
Evet
|
Feth edilen toprakların
dağıtımı nasıl yapılır |
Gazilere dağıtılır
|
Dağıtılmaz
|
Gazilere dağıtılır
|
Devlet başkanı karar verir
|
MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
|
|||
EKONOMİK
MESELELER-8
ALIŞ
VERİŞ
|
|||
Yasaklanan alış verişler : Akıl
hastasının alış verişi
|
|||
HANEFİ
|
Akıl hastasının yapacağı
alış-verişin geçerli olmadığı konusunda görüş birliği vardır.
Çünkü akıl ve temyiz gücü arızalanınca eda ehliyeti ortadan kalkar.
Sarhoş, baygın veya uyuşturucu alarak temyiz gücünü kaybetmiş
olan kimseler de bu niteliktedir.
|
Haram yolla, kendi isteği
ile sarhoş olanın alış-veriş, boşama gibi tasarrufları geçerli sayılmıştır.
|
|
MALİKİ
|
Malikilerin çoğunluğu yukarıdaki
görüştedir.
|
||
ŞAFİİ
|
Şafilerde hem alttaki hem de üstteki görüş vardır.
|
||
HANBELİ/ SELEFİ
|
Haram yolla, kendi isteği
ile sarhoş olanın alış-veriş, boşama gibi tasarrufları geçersizdir.
|
||
CAFERİ
|
|||
MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
|
|||
EKONOMİK
MESELELER-9
ALIŞ
VERİŞ
|
|||
Yasaklanan alış verişler : Küçük
çocuğun alış verişi
|
|||
HANEFİ
|
Temyiz gücüne sahip olmayan
küçük çocukların çok basit şeyler dışında alış-verişlerinin geçerli
olmadığı konusunda görüş birliği vardır.
|
Temyiz gücüne sahip olan çocukların
erginlik çağına kadar yapacakları alış-veriş Hanefîlere göre velilerinin
iznine veya icâzetine bağlı olarak geçerlidir.
|
|
MALİKİ
|
Maliki de Hanefi gibidir.
|
||
ŞAFİİ
|
Şâfiîlere göre ise erginlik çağına
gelmeyen çocukların satışı geçerli değildir. Çünkü o ehliyetsizdir.
|
||
HANBELİ/ SELEFİ
|
Hanbeli de Hanefi gibidir.
|
||
CAFERİ
|
|||
MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
|
|||
EKONOMİK
MESELELER-10
ALIŞ
VERİŞ
|
|||
Yasaklanan
alış verişler : Aldanma Tehlikesi Bulunan (Garar) Satış:
|
|||
HANEFİ
|
Balıkçıya; “Ağını suya
bir defa at, ne kadar balık çıkarsa 200 bin liraya alıyorum” denilse,
hiç balık çıkmaması halinde satış bedeli karşılıksız kalır.
Yine bir dalgıca; “Bir dalışta
çıkaracağın süngerleri 500 bin liraya alıyorum” denilse, dalgıcın
hiç sünger çıkaramaması muhtemel olduğu gibi, alacağı para miktarı
değişmeyeceği için kendisini fazla yormadan az miktarda süngerle
yetinmesi de mümkündür.
Dalındaki meyveyle daha önce toplanmış meyveyi, başağındaki buğdayla hasat edilmiş buğdayı tahmin yoluyla trampa etmekte de garar söz konusudur. Çünkü aynı cinsten olan iki malın değişiminde aradaki fazlalık faiz olur. Ancak halkın yemelik taze hurma ihtiyacını karşılamak amacıyla az miktarda taze hurmanın kuru hurma ile değişimine (ariyye) Hz. Peygamber izin vermiştir. |
Hanefilere
göre bu fasit satıştır.
|
|
MALİKİ
|
Hanefîler
dışındaki üç mezhebe göre garar satışı çeşitleri bâtıl hükmünde
bulunur.
|
||
ŞAFİİ
|
|||
HANBELİ/ SELEFİ
|
|||
CAFERİ
|
MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
|
||
EKONOMİK
MESELELER-13
ALIŞ
VERİŞ
|
|
|
Yasaklanan
alış verişler : Kabzdan (alımdan) Önce Satış:
|
||
HANEFİ
|
Hanefîlere göre taşınabilir
şeylerin kabzdan önce satışı caiz değildir. Çünkü böyle bir satış
sünnetle yasaklanmıştır. Fakat taşınmazların kabzdan önce satışı
caiz görülmüştür. Çünkü bunların satış süresi ile teslim tarihi
arasında bir değişikliğe uğraması ender rastlanan bir durumdur.
Bu yüzden gayri menkullerin kabzdan önce alıcı tarafından başkasına
satılması halinde satım akdini yerine getirmede güçlük doğmaz.
Şâfiîlere göre ise kabzdan önce satış yasağı genel anlam ifade eder, menkul ve gayri menkul tüm malları kapsamına alır. Hadiste şöyle buyurulmuştur: “Hz. Peygamber malların satın alındıkları yerde satışını, tüccar onları kendi yükleri arasına götürünceye kadar yasaklamıştır.”
Mâlikîler bu konudaki yasağı
yalnız yiyecek maddelerine, Hanbelîler ise ölçü, tartı veya standart
olup sayı ile alınıp satılan şeylere ait kabul etmişlerdir. Hadiste
şöyle buyurulur: “Bir yiyecek satın aldığın vakit, onu tam olarak
eline geçirmedikçe başkasına satma.”
|
|
MALİKİ
|
||
ŞAFİİ
|
||
HANBELİ/
SELEFİ
|
||
CAFERİ
|
|
MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
|
||
EKONOMİK
MESELELER-17
BORÇ
ALACAK
|
|
|
Borç alınan altın ,
gümüş vb. değeri artar veya azalırsa ödeme nasıl yapılır?
|
||
HANEFİ
|
Ebu Hanife'ye göre, kıt ve pahalı
olduğu bir zamanda ödünç alınan bir kile buğday, bol ve ucuz olduğu bir
zamanda ödenirse, ayni özellikte bir kile buğday olarak ödenir. Çünkü borç,
bir kile buğdaydan ibarettir. Onun piyasa fiyatı tarafların dışındaki bir
olaydır . Bütün mezhepler, dinar ve dirhem olarak borçlanılması halinde
borcun misliyle ödenmesi gerektiğini, fazlasının faiz olacağını kabul
ederler.
Felslerin (bakır para) veya mağşuş paraların değeri düşerse Ebu
Hanife’ye göre ödemelerde bir değişiklik yapılmaz.
Ebu Yusuf'un da bu görüşte olduğu
daha sonra onun görüşünün aşağıdaki şekilde değiştiği rivayet edilmiştir. Ebu
Yusuf'un prensibi şudur: Ödünç alınmış mislî malların kıymetleri, fiyatların
yükselmesi veya başka bir sebeple artar veya eksilirse bunların, borç alma
günündeki kıymetlerini ödemek icap eder . Ebu Yusuf'a göre, felsler veya
mağşuş paralarla alış veriş yapılır veya borç alınır da sonra paranın
değerinde düşme veya yükselme olursa borçlunun, alış verişin yapıldığı yahut
borcun alındığı günkü değer üzerinden ödeme yapması gerekir . Ebu Yusuf’un bu
görüşü, Hanefi Mezhebi’nde müftâ bih olan yani tercih edilerek kendisiyle
fetva verilen görüştür .
|
|
MALİKİ
|
Fels veya nakitten (yani dinar
veya dirhemden) oluşan bir borç, ister ödünçten isterse başka sebepten doğmuş
olsun, bu paraların dolaşımdan kalkmasından veya bunlarda değişiklik
olmasından sonra dahi önceki emsaliyle ödenir .
Malikîlerin görüşü de
Hanbelîlerin görüşüne yakındır. Ancak onlar, paranın değeriyle ödenmesi için
eski paranın bulunamamasını şart koşarlar. Eğer eski paradan bulunabiliyorsa
o ödenir. Çünkü borçların misliyle ödenmesi esas prensiptir. Değeri ile
ödenecekse değer tespiti, paranın bulunamadığı gün ile ödeme gününden hangisi
daha yakınsa ona göre yapılır. Mesela para ayin ilk gününde dolaşımdan
kalkmış veya durumu değişmiş ve borcun ödeme süresi de ayin sonunda dolmuşsa
paranın değeri ayin son gününe göre hesap edilir. allahdostuseyyid.Ödeme günü ayin başında,
paranın bulunamaması da ayin sonunda ise paranın bulunamadığı günkü değerini
ödemek gerekir. Borcun vadesi ertelenir ve para birinci vadede bulunamaz hale
gelirse birinci vadedeki kıymeti ödemek gerekir. Çünkü böyle durumdaki bir
borç ancak kıymeti karşılığında ertelenir. Paranın yok olmasından önce ve
sürenin dolmasından sonra borç ertelemesi yapılmış ve para bulunamaması
erteleme süresi içinde olmuşsa ikinci sürenin dolduğu günkü değeri ödemek
gerekir. Paranın bulunamaması ikinci sürenin dolmasından sonra olmuşsa
paranın bulunamadığı günkü değeri ödemek gerekir. Bu hükümler borçlunun
ödemeyi keyfi olarak geciktirmediği durumlar içindir. Eğer borçlu keyfi
dolarak ödemeyi geciktirirse (mumâtale) aldığı mali ödemesi icap eder. Çünkü
mumâtalede bulunmakla haksizlik etmiş olur .
|
|
ŞAFİİ
|
Şafiîler felsleri ticaret malı
(uruz) sayarlar. Felsin bir mala bedel olması malların takasında birinin
diğerine bedel olması gibidir. Dolaysıyla dolaşımdan kalkmış da olsa, fels
ile olan borçlar misliyle ödenir .
Şafiîlerde
borcun değeriyle ödenmesi kavramı vardır. Borçlanılan misli mal büsbütün
değersizleşirse borcun doğduğu günkü değer üzerinden ödemede bulunmak
gerekir. Mesela bir kişi çölde birinin suyunu gasbetse, sonra suyun kıymetsiz
olduğu bir yerde, bir ırmak kenarında suyun mislini ödemeye kalkışsa bu kabul
olunmaz. Suyun çöldeki değerini vermesi icap eder . Onlarda, Ebu Yusuf’un
görüşüne uygun olarak, misli malların, ödünç alındığı günkü kıymetinin
ödenmesi görüşü de vardır. Ancak bu, mezhep içerisinde zayıf bir görüştür.
|
|
HANBELİ
/
SELEFİ
|
Paranın değerinin düşmesi borcu
ödemeye mani olmaz, isterse düşüş çok olsun. Hanbelî Mezhebi Hanbelîler borcun
değeriyle ödenmesini, sadece dolaşımdan kalkmış para için kabul ederler.
Çünkü ödünç alınan malda yeni bir kusur oluşursa alacaklının onu kabul etmesi
gerekmez. Felslerin veya mağşuş paraların dolaşımdan kaldırılması, yeni bir
kusur oluşması anlamına gelir. Bunu şöyle ifade ederler: "Borç, fels
veya kırık (mağşuş) para ile olur da sultan parayı dolaşımdan kaldırır ve
onunla işlem terk edilirse alacaklının hakkı, onun değeridir. Borçlu parayı
kullanmış olsa da olmasa da fark etmez. Çünkü para onun mülkünde iken kusurlu
hale gelmiştir .”
|
|
CAFERİ
|
Borç olarak alınan miktar kadar
geri verilmesi yeterlidir. Fakat [her iki durumda da] borçlu ve alacaklı borç
miktarından başkasına razı olurlarsa, sakıncası yoktur.
|
MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR
|
|
EKONOMİK
MESELELER-18
BORÇ
ALACAK
|
|
Haciz var mı? Zaruri
eşyalar hacz edilir mi?
|
|
HANEFİ
|
Para
borçları için cebrî icrada ilk önce borçlunun şahsına yönelinir (hapis),
haciz ikinci derecede bir müeyyidedir.
Çünkü
haciz, borçlunun mallarının onun rızâsı olmadan satılması demektir. Mal
sahibinin rızâsı bulunmayan bir akid ise sahih değildir.
Borçlunun
aslî ihtiyaçları (havâic-i asliyye) dışındaki menkul ve gayri menkul bütün
mallan kural olarak hacze konu olabilir. Fıkıh âlimlerine göre -bazı
ayrıntılar bir tarafa bırakılırsa- oturmaya mahsus ev, yazlık ve kışlık
elbiseler, ev eşyaları (mefruşat, kap kaçak vb.), sanat ve meslek makine,
alet ve edevatı, çiftçinin alet, makine ve hayvanları, harp alet ve edevatı,
ilim adamlarının meslekleriyle ilgili kitapları, binek ve yük hayvan ve
vasıtaları, bir aylık (başka bir rivayete göre bir yıllık) nafaka kişinin
aslî ihtiyaç maddeleri kabul edildiğinden doktrinde bunların hacze konu
olmayacağı görüşü hâkimdir. Bunun yanında borçlunun hukuken bakmakla yükümlü
olduğu anne baba, oğul kız gibi yakınlarının aslî ihtiyaçları da buna
dahildir. Şüphesiz ki aslî ihtiyaç maddeleri zaman, muhit, iktisadî ve
içtimaî şartlara bağlı olarak değişebilir.
|
MALİKİ
|
Para
borçları için cebrî icra ilk önce borçlunun mallarına yöneliktir, hapis
ikinci derecede bir tedbir kabul edilmiştir.
Borçlunun evine haciz konulabilir.
|
ŞAFİİ
|
Para
borçları için cebrî icra ilk önce borçlunun mallarına yöneliktir, hapis
ikinci derecede bir tedbir kabul edilmiştir.
Şâfiîler’e göre borçlunun oturduğu evi ve bineği varsa
bunlar satılır ve bedeli alacaklılara verilir.allahdostuseyyid. Çünkü borçlu bunları
kiralayabilir.
|
HANBELİ/ SELEFİ
|
Para
borçları için cebrî icrada ilk önce borçlunun şahsına yönelinir (hapis),
haciz ikinci derecede bir müeyyidedir.
|
CAFERİ
|
Oturduğu
ev, ev eşyası ve ihtiyaç duyduğu diğer gerekli şeylerden başka bir şeye sahip
olmayan borçludan, alacaklısı alacağını talep edemez; borcunu verebileceği
zamana kadar sabreder.
|