İSLAMA FARKLI BİR YORUM
ANADOLU ALEVİLİĞİ
Tarihi süreç:
Alevlik, Sünnlik'ten sonra Türkiye'de en yaygın ikinci
mezheptir. Sıklıkla ansiklopedilerde ve bilimsel kaynaklarda Şiiliğin
Türkiye'deki bir mezhebi olarak tanımlanır. Çıkış noktası İsnaaşeriyye Şiiliği
olmasına rağmen uygulamada ve anlayışta oldukça büyük farklılıklar içerdiği
gibi Türk kültür ve geleneklerinden büyük oranda etkilenmiştir; özellikle Alevi
büyükleri antik Türk inançlarından, örneğin kamcılıktan, Aleviliğin büyük
ölçüde etkilendiği ve çeşitli unsurlar barındırdığını ortaya atmışlardır.
Nitekim Batılı kaynaklarda Alevilik, "Türk veya Osmanlı
Şiiliği" olarak adlandırılır. Alev sözcüğünün kökeni Ali bin Ebu Talib'in
taraftarı anlamına dayanır ki Şiilikte peygamber sonrası ilah bir şekilde
seçilmiş olan halifenin Ali olduğu inancı Alevilikte mevcuttur.
Bununla birlikte kendine has özelliklerinden ötürü, diğer
bazı Alevi olarak adlandırılan gruplar gibi (örneğin Nusayriler), Şiilik ve
Sünnilik dışı ayrı bir mezhep olarak da görüldüğü olmuştur. Ek olarak Alevlik
Türk (Orta Asya ve Anadolu)Suf gelenekleri ve tasavvuf akımlarından büyük
oranda etkilemiş, Şii unsurların çoğunluğu tasavvuf kavram ve unsurlarla
bütünleşmiştir. Bunların dışında çeşitli Türk ve İslam kültürleri dışı
etkilerin ve kökenlerin de olduğu bilim adamlarınca öne sürülmüştür:
gnostikler, Zerdüştçülük, Manihaizm (Mani dini) ve panteizm gibi.
Aleviliğin tanımlamasında son yıllarda Aleviliği ayrı bir
din (veya İslam dışı) gibi görme tartışmaları ortaya çıkmış olduğu gibi, bazı
bilim adamları Alevileri bir din azınlıktan ziyade etnik bir azınlık olarak
görmüş ve tanımlamıştırlar. Aleviliğin Türk kültürüyle sık sık bağdaştırılması
ve zaman zaman Türk İslamı olarak yorumlanmasının, özellikle Kürt-Alevi etnik
grubu bazlı ayrılıkçı hareketlere karşı geliştirildiğini savunan bilim adamları
da olmuştur.
Alevilik özellikle Bektaşilik ile büyük ölçüde paraleldir ve
bugün iki isim sıklıkla birbiri yerine kullanılır. Bununla birlikte Bektaşilik
daha ziyade bir tasavvuf tarikatıdır ve temel nitelikleri, özellikleri de
tasavvufdir. Nitekim Aleviliğin Bektaşilikle içiçeliği sonucu birçok tasavvuf
öğe, Bektaş geleneği Aleviliğe dahil olmuştur. Cem ayinleri, dede, pir ve
mürşitlerin eğitiminde kurtuluşa erecek Suf yolun takip edilmesi, her ne kadar
her Alevi tarafından sıkıca takip edilmese de, Bektaşilik ile Aleviliğin
paylaştığı temel unsurlardandır. Bektaş-Alev geleneğinde, tasavvuf unsurlarla
bütünleşmiş yolu benimseyenlerle, etnik olarak ilgili gelenekten olanlar
arasında ayrım yapılır: Hacı Bektaş'ın yolunu takip eden Bektaşi-Alevilere Yol Evladı
tabiri kullanılırken, etnik olarak gelenekten olanlara Bel Evladı tabiri tercih
edilir.
Alevi sünni şii farkları:
Alevi sünni şii farkları:
Cemevi: Alevler'in ibadet yeri cemevidir. Aslen Bektaş geleneğinde
bir tür inisiasyon ritüeli olan cem ayini (ayin-i cem) Alevi ibadetinde çok
önemli bir yer tutar ki nitekim liturji açısından İsnaaşeriyye ile Alevilik
arasındaki büyük farklılıkların bir göstergesidir. Cem ayinlerinde birçok Şii
temelli sembol bulunur: kötü bir sonla karşılaşan imamlar Hüseyin ve Hasan'a
atfen oniki mum söndürülür, özellikle oniki imam, Kerbela gibi şeyleri konu
edinen nefesler söylenir, ve semah yapılır.
Oruç : Şii ve Sünnilerin genelinden farklı olarak Ramazan ayında oruç tutmazlar. Kendileri Muharrem ayının 10'unda, üçüncü imam Hüseyin'in Kerbela'da öldürüldüğü günü oruç tutarak geçirirler.
Hac: Şiiler ve Sünnilerce uygulanan ve Sünnilere ve her iki grup tarafından da İslam'ın şartlarından kabul edilen hac da Aleviler tarafından uygulanmaz.
İlkeler: "eline, diline, beline sahip ol".
Hac: Şiiler ve Sünnilerce uygulanan ve Sünnilere ve her iki grup tarafından da İslam'ın şartlarından kabul edilen hac da Aleviler tarafından uygulanmaz.
İlkeler: "eline, diline, beline sahip ol".
Alevinin dilinden alevilik:
"Kâbe'yi, kıbleyi insanın cemali olarak gören ve bu
sebeple de ibadetinde yönünü İnsan'a dönen, yaradılıştan, ölüme kadar bütün
yaşam ve uygulamalarında Sünni anlayışının belirlediği ve olmazsa olmazlarını
ret eden bir toplumdur Aleviler. Müziği reddeden bir İslam anlayışı karşısında,
bağlamayı ve kemanı ibadetin içine sokmuştur. Resmi kabul etmeyen, hele hele
ibadet edilen yerde resme ve heykele kesinlikle yasak koyan bir uygulamaya
karşı tüm ibadethanelerin içine kendince kutsal saydığı değerlerin resimlerini
asmıştır, heykellerini koymuştur. Kadınlı erkekli ibadeti esas saymıştır.
İçkiyi bırakın ibadetinde, günlük yaşamda bile haram kılan bir inancın aksine,
Dolu ve Dem diye nitelediği içkiyi içer. Kimi bölgelerde Cem İbadeti esnasında
da dem olarak alınmaktadır." Alevilerin büyük çoğunluğu İslam'ın
özünü taşırlar ve yansıtırlar ancak İslam'ın beş şartını ve onun şekli
ibadetini ve ibadethanelerini (Cami, mescit) kabul etmezler . ( Hubyar
Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu )