Ayetler:
Muhakkak ki O, gerçekten Kerim olan Kur'ân'dır VAKIA:77
Mahfuz (korunmuş) olan bir Kitap'tadır (Levhi Mahfuz'dadır).VAKIA:78
O'na, tahir olanlardan (maddî ve manevî arınanlardan) başkası dokunamaz. VAKIA:79
NOT: Buradaki dokunulmayacak kuran olarak levhi mahfuzdaki kuran kasdedilmektedir diye bir görüş vardır.Temiz olanlar da meleklerdir.
Delil olarak : "O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir." ABESE:13-16
«Ona tam bir surette temizlenmiş olanlardan başkası el süremez.» âyeti Mekke'de nazil olmuştur. İlim ehli bilir ki, Mekke'de nazil olan âyetler fıkhı meselelerle ilgili değil, iman ve itikadla ilgilidir.
«Mutahharûn» (temiz yaratılanlar) kelimesi bizim görüşümüze, yani «temiz yaratılmış meleklere işaret eder. Eğer burada abdest alanlar kasdedilseydi, «kendisini temizleyenler» manasındaki «mutetahhirine» kelimesinin kullanılması gerekirdi. Nitekim bunu, «...Allah hem çok tövbe edenleri sever, hem çok temizlenenleri (mutatahhirine) sever.» (Bakara: 222) âyeti de teyid etmektedir.
Abdestsiz Olarak Kur’an-ı Kerim’e Dokunulamaz:
Dört mezhep imamı da, Kur’an-ı Kerim’e abdestsiz dokunulamayacağı görüşündedirler.
Bu hususta istisna olarak Malikî mezhebinde, ilim talebeleri ve hocalar için devamlı olarak abdestli bulunmanın zorluğundan dolayı ve aynı şekilde hayızlı olan kadınların da cünüp kimsenin aksine olarak öğrenme zaruretinden dolayı Kur’an’a abdestsiz olarak dokunulabileceğini söyleyenler olmuştur.
Hadis:
Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) beni Yemen’e gönderdi ve bana şöyle buyurdu: “Tâhir/temiz
olmadığın müddetçe Kur’an’a dokunma. Hâkim, Müstedrek, 3 485; Dârekutnî, Sünen, 1/122; Beyhakî, Sünenü’l-kübra, 1/87
Kur’an’a ancak temiz olarak dokunulur. Dârekutnî, Sünen, 1/121; Taberânî, Mu’cemu’l-Kebîr, 1/276
Abdestsiz Olarak Kur’an-ı Kerim’e Dokunulabilir Diyenler ve Delilleri:
Bu görüşte olanlar arasında İbn-i Abbas, Şa’bî, Dahhâk, Hammâd b. Ebî Süleyman, Davud-i Zahirî ve Zahirî mezhebine mensup âlimler bulunmaktadır.
Bu görüşte olanların delilleri şu şekildedir:
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, Dihyetu’l-Kelbî’yi Rum Melîki Hirakl’e gönderdiğinde Hirakl’i İslam’a davet ettiği mektubunda şu ayeti kerime bulunmaktaydı: “De ki: “Ey Ehl-i kitap! Bizimle sizin aramızda birleşeceğimiz, müşterek ve âdil şu sözde karar kılalım: “Allah’tan başkasına ibadet etmeyelim. O’na hiçbir şeyi şerik koşmayalım, kimimiz kimimizi Allah’tan başka rab edinmesin.”Eğer bu daveti reddederlerse: “Bizim, Allah’ın emirlerine itaat eden müminler olduğumuza şahid olun!” deyin.”Al-i İmran sûresi, 3/64
İbn-i Hazm, “Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) bu mektubu Hıristiyanlar’a göndermiştir ve Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem), elbette bu mektuba onların dokunacağını biliyordu” ki bu da kâfirin Kur’an’a –bir ayet bile olsa- dokunmasının caiz olduğunu gösterir. Bu olay bize müslümanın Kur’an’a dokunmasının hayli hayli caiz olduğuna işaret eder, demektedir.Muhallâ, 1/83
Mecmû, 1/79
Kur’an’a abdestsiz olarak dokunma, Kur’an ve sünnetle sabit olmadığı için hüküm berâet-i asliye* üzeredir. Bu da Kur’an’a abdestsiz dokunmanın mübahlığını gerektirir.
*Berâet-i Asliye: Herhangi bir hüküm bulunmadıkça, insanın sorumlu olmaması manasında bir kâidedir.